English | Türkçe (Turkish) |
---|---|
Welcome | Hoş geldin (sg) Hoş geldiniz (pl/frm) |
Hello (General greeting) | Merhaba Selam İyi günler |
Hello (on phone) | Alo, Efendim |
How are you? | Nasılsınız? (frm) Nasılsın? (inf) |
Reply to ‘How are you?’ | İyiyim teşekkür ederim, siz nasılsınız (frm) İyiyim sağol, sen nasılsın (inf) |
Long time no see | Ne zamandır/kaç zamandır görüşmedik (see) Ne zamandır/kaç zamandır haber yok (hear) |
What’s your name? | İsminiz nedir? (frm) İsmin ne? (inf) Adınız ne? (frm) Adın ne? (inf) |
My name is … | İsmim … (inf/frm) Adım … (inf/frm) |
Where are you from? | Nerelisin? (inf) Nerelisiniz? (frm) |
I’m from … | …lıyım …liyim …den ..dan |
Pleased to meet you | Tanıştıǧımıza memnun oldum Memnun oldum |
Good morning (Morning greeting) |
Günaydın |
Good afternoon (Afternoon greeting) |
Tünaydın İyi günler |
Good evening (Evening greeting) |
İyi akşamlar |
Good night | İyi geceler |
Goodbye (Parting phrases) |
Hoşçakal Güle, güle |
Good luck! | İyi şanslar! |
Cheers! Good Health! (Toasts used when drinking) |
Şerefe! (to honour) Sağlığına! (sg) Sağlığınıza! (pl/frm) – to your health |
Have a nice day | İyi günler! |
Bon appetit / Have a nice meal |
Afiyet olsun! |
Bon voyage / Have a good journey |
İyi yolculuklar! Güle, güle! |
Yes | Evet |
No | Hayır |
Maybe | Belki |
I don’t know | Bilmiyorum |
I understand | Anlıyorum |
I don’t understand | Anlamıyorum Anlamadım |
Please speak more slowly | Lütfen daha yavaş konuşun |
Please say that again | Bir daha söyler misiniz? |
Please write it down | Lütfen yazınız |
Do you speak English? | İngilizce biliyor musun? (inf) İngilizce biliyor musunuz? (frm) |
Do you speak Turkish? | Türkçe biliyor musun? (inf) Türkçe biliyor musunuz? (frm) |
Yes, a little (reply to ‘Do you speak …?’) |
Çok az Türkçe biliyorum |
Speak to me in Turkish | Türkçe konuş. (inf) Türkçe konuşun. (frm) Türkçe konuşur musun? (inf) Türkçe konuşur musunuz? (frm) |
How do you say … in Turkish? | Türkçe’de … nasıl denir? |
Excuse me | İzninizle Pardon, geçebilir miyim? (to get past) Pardon, bakar mısınız? (to get attention) |
How much is this? | Ne kadar? |
Sorry | Pardon (inf) Özür dilerim (frm) |
Please | Lütfen |
Thank you | Teşekkür ederim Çok teşekkür ederim Teşekkürler Sağol Sağolun |
Reply to thank you | Bir şey değil Rica ederim |
Where’s the toilet? | Tuvalet nerede? |
This gentleman will pay for everything | Bu bey, her şeyi ödeyecek |
This lady will pay for everything | Bu hanım, her şeyi ödeyecek |
Would you like to dance with me? | Bu dansı bana lütfeder misiniz? (frm) Benimle dans eder misiniz? (inf) |
Do you come here often? | Buraya sık sık gelir misin? Buraya sık sık mı gelirsin? |
I miss you | Seni özledim Seni özlüyorum |
I love you | Seni seviyorum |
Get well soon | Geçmiş olsun |
Go away! | Git! Git buradan! |
Leave me alone! | Beni yalnız bırakın! (frm) Beni rahat bırak! (inf) |
Help! | İmdat! |
Fire! | Yangın! |
Stop! | Dur! |
Call the police! | Polis çağırın! |
Christmas and New Year greetings | İyi Noeller ve Mutlu Yıllar İyi seneler Yeni yılınız kutlu olsun (Happy New Year) Yeni yılınızı kutlar, sağlık ve başarılar dileriz (We wish you a happy, healthy and successful new year) |
Easter greetings | Paskalya bayramınız kutlu olsun |
Birthday greetings | Doğum günün kutlu olsun |
My hovercraft is full of eels Why this phrase? |
Hoverkraftım yılan balığı dolu Hoverkraftımın içi yılan balığı dolu |
One language is never enough | Bir dil asla yeterli değildir |